çepeçevre

çepeçevre
all around

İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • çepeçevre — sf. 1) Bütün yanlarını kuşatan Çepeçevre dağlar arasında Manisa, akşamları morararak susar. P. Safa 2) zf. Bütün yanlarını kuşatacak biçimde, fırdolayı Gazetelerle dergileri gözden geçirip bakanlıkla ilgili yazıları çepeçevre kırmızı kalemle… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Hayat Tv — (en turc: La vie) est une chaine de télévision privée turque. Elle a lancé ses émissions le 3 décembre 2007, et s adresse principalement aux ouvriers. Fichier:Hayat tv Logo.jpeg Création 3 décembre 2007 Slogan «  Milyonerlerin değil,… …   Wikipédia en Français

  • beyin omurilik sıvısı — is., anat. Örümceksi zarla ince zar arasındaki boşlukta bulunan beyinle omuriliği çepeçevre saran sıvı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğmak — 1. is., ğı Boğum yeri 2. i, ar 1) Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak 3) Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çepçevre — sf., zf. Bakınız çepeçevre …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırdolayı — zf. Çepeçevre Tulumbanın yöresindeki taş sekinin dibine fırdolayı kadife çiçekleri dikilmişti. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ip iskelesi — is. Temel uygulaması için yapı tabanının bir metre kadar dışına çepeçevre çekilen ahşap çerçeve, telaro …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iskele — is., İt. scala 1) Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. S. F. Abasıyanık 2) Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kap — 1. is., bı 1) İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne 2) Kap kacak 3) Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb 4) Kapak, cilt Birleşik Sözler kap kacak bileşik kap… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaplamak — i 1) Her yanını örtmek, istila etmek Bulutlar gökyüzünü kapladı. Sessizlik ortalığı kapladı. 2) Çepeçevre sarmak, kuşatmak Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar. S. F. Abasıyanık 3) nsz Bir kabın, bir kılıfın, bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucaklamak — i 1) Kollarla sarıp göğüs üzerine bastırmak Onlar, daha fazlasını yaparak sessizce birbirlerini kucakladılar. R. N. Güntekin 2) Kucağına almak, kucağında taşımak 3) İçine almak veya çepeçevre sarmak, kuşatmak Şaşılacak kadar tatlı, sevimli, nazik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”